Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, ölümünün 25. yılında bugün mezarı başında yapılan bir törenle anıldı.Özal’ın ülkenin keza siyasi, keza de ekonomik tarihinde bıraktığı derin izleri beraberce hatırlayalım.
Anavatan Partisi’nin kurucusu ve Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 1927’de Malatya’da dünyaya geldi.
Babası Malatya’lı banka memuru Mehmet Sıddık Özal, annesi ise Tunceli Çemişgezekli ilkokul öğretmeni Hafize Hanım’dı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Elektrik Mühendisliği okumasının arkasında, Amerika’da Texas Tech Üniversitesi’ne ihtisas yapmaya artan bir şekilde ekonomi eğitimi aldı.
Ilk evliliğini ailesinin isteğiyle gerçekleştirmişti; lakin daha sonra Semra Yeyinmen ile tanıştı…
Turgut Özal, Ayhan İnal ile 1952 yılında kısa süreli bir evlilik yaşadıysa da, o dönem çalıştığı Elektrik İşleri Etüd İdaresi’nde sekreter olarak ödev yapan, sonradan Türkiye’nin birincil first lady’si olacak Semra Yeyinmen ile 1954 yılında evlendi. Ahmet, Zeynep ve Efe, bu evlilikten dünyaya geldi.
Ülkenin siyasi tarihine ilk olarak, 1977 genel seçimleri’nde Milli Selamet Partisi’nden namzet olarak girdi; fakat seçilemedi.
Siyasi kariyerinin öncesinde uzun yıllar millet ve özel sektörde farklı alanlara yönlendirilmiş görevlerde bulunan Özal, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra Bülend Ulusu hükümetinde Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevine getirildi; oysa bu görevden 1982 yılında istifa etti.
Özal’ı istifa ettiren, Banker Krizi’ydi.
Ulusu döneminde Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevini yürüttüğü esnada, 24 Ocak kararlarının ardından, ülkede “banker krizi” adıyla tanıdık bir kriz patladı. Faizlerin özgürlük bırakılmasıyla bankerler aniden çoğalmış, süre içinde piyasanın bu faiz yükünü kaldıramaması sonucu ise çöküşleri zorunlu olmuştu.
20 Mayıs 1983 tarihinde kurduğu Anavatan Partisi, Özal’a esas siyasi sıçramasını getirdi.
Hemen ardından girdiği birincil genel seçimlerden kimsesiz iktidar olarak çıktı ve başbakan oldu, 1989 yılına dek başbakanlık görevini yürüttü.
“Alışırsınız, alışırsınız.”
Özal 1989’daki cumhurbaşkanlığı seçiminde namzet oldu ve 31 Ekim 1989 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı seçildi. Bu seçimden akılda kalan ise alışamadık diyenlere, alışırsınız, alışırsınız demesidir.
Özal ülkeyi bağımsızlık piyasa ekonomisi ve liberalleşme kavramlarıyla tanıştıran ad oldu.
Özal’ın ekonomi politikaları halen çok tartışılır.Tarihe geçen 24 Ocak kararlarının mimarı olan Özal, ülkeyi yabancı sermayeye açarak kocaman bir rekabet ortamı yarattı. Dönemindeki hesaplı artma, kalkınma ve tez artan altyapılar yadsınamasa da, ardı arkası gelmeyen bir dış borçlar geleneğinin oluşmasına ve oturmasına öncülük ettiği de bir gerçektir.O dönemin çocukları, Özal’ı azıcık da “enflasyon ve zam” sözcükleriyle hatırlar.
Türkiye’nin terör sorunuyla ilgili ise epeyce sıra dışı bir politika izlemişti.
Özal terörle mücadelede sivil inisiyatifi (koruculuk sistemini) devreye sokmuş, sivilleri yetki vererek silahlandırmış, bu nedenle de eleştiri oklarını üzerine çekmiştir.
Tüm eleştirilere ise saygısını ve toleransını daima korumayı bilmişti.
Özal gerek başbakanlığı, gerekse cumhurbaşkanlığı döneminde yüzlerce defa, kimi süre epeyce ağır denecek biçimde basılı yayınlarda şimşekleri üzerine çekti. Ama tenkit özgürlüğüne daima saygılı bir söylev sergilediğini de belirtelim.
Özal 18 Haziran 1988’de kürsüde hitabe yaparken silahlı suikaste uğramış; suikastçisini ise affetmişti.
Özal 18 Haziran 1988’de kürsüde hitabe yaparken silahlı suikaste uğramış; suikastçisini ise affetmişti.Özal 18 Haziran 1988’de kürsüde söylev yaparken silahlı suikaste uğramış; suikastçisini ise affetmişti. ANAP 2. Herzamanki Kongresi’nde yaptığı konuşma esnasında açılan ateş sonucu elinden yaralanan Özal, saldırının anında ardındaki bitmiş kürsüye çıkıp şöyle dedi: “Allah’ın verdiği ömrü, O’nun isteğinden başka alacak yoktur.”Suikastı gerçekleştiren Kartal Demirağ’ı ise, 1992 yılında affetti.
“Hadi bir kaset koy da şöyle bir neşelenelim Semra Bayan.”
“Hadi bir kaset koy da şöyle bir neşelenelim Semra Hanım.”“Hadi bir kaset koy da şöyle bir neşelenelim Semra Bayan.” Suikast olayından sadece 15 gün daha sonra, 3 Temmuz 1988’de Fatih Sultan Mehmet köprüsünün açılışını işte bu video ile gerçekleştirmişti.
“O Saddam’a selamlama söyle. Eğer Türkiye topraklarına bir top mermisi düşerse, seni de Saddam’ı da Bağdat’ın ortasında asarım.”
Cumhurbaşkanlığı döneminin en önemli olayı I. Körfez Savaşı’dır. “İncirlik Üssü”, hafızalarımıza ve hayatlarımıza Özal döneminde girdi. Özal Türkiye’yi ABD’nin yanına bu savaşa sokmak için koskocaman bir mücadele sarf etmiş; hatta savaşa girmememiz gerektiğini düşünen dönemin Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay’ın istifasına yol açmıştı.
Özal 17 Nisan 1993 tarihinde, tartışılan bir ölüm ile hayata veda etti.
“Öldükten sonradan beni İstanbul’a defnedin, kıyamete kadar Fatih Sultan Mehmed’in manevi ruhaniyeti aşağıda bulunmak istiyorum” şeklindeki vasiyetine uyularak, Adnan Menderes’in anıt mezarının bulunduğu Topkapı’da, kendisi namına hazırlanan anıt mezara defnedildi.
Özal’ın zehirlenerek öldürüldüğüne karşın tartışmalarsa güncelliğini halen korumakta.
Bir suikasta kurban gitmiş olabileceği yıllardır tartışılan Turgut Özal’ın ölümünün gerisinde giz perdesi 20 yıla yakın gizemini korudu. 2012 yılında mezarı açılan Özal’dan alınan örnekler üzerinde yapılan otopsi sonucunda, Adli Tıp Kurumu Özal’ın vücusunda zehir bulunduğunu söyledi; ancak Özal’ın zehirden mi yoksa başka sebepten mi öldüğünü tespit edemediklerini açıkladı. Kendisini zehirleyenin Semra Özal olduğuna kadar vardırılan iddialar bugün bile tartışılmaya devam ediyor.
Rahat ve ırk tipi sivil kıyafetleriyle akıllarımıza kazınmıştı.
Hatta, ulus kurum ve kuruluşlarını, askeriyeyi ziyaret ederken de çoğu defa bu kravatsız ve sivil tarzını korumasıyla.
Meşhur cümlelerini hatırlamadan olmaz.
Benim memurum işini bilir.Demiryolları komünist memleket işidir.Seçimden önce zam yapacak değin enayi miyim?Ben zenginleri severim.
Ve elbette, unutulmaz selam hareketini…
Özal, 12 Eylül’ün peşinde ülkenin sağ ve sol olarak ayrılmış yapısını aynı çatı aşağı birleştirmeyi sembolize etmek için kullandığı bu hareketi imzası haline getirmişti.
0 Yorum