Tüp mide girişimi; şekil ve Prof. Yerdel tarafından seslendirilmiş “animasyon” ‘dan da anlaşılabileceği gibi, karın ön duvarında büyük kesi yapmaksızın milimetrik deliklerden laparoskopik yani “kapalı” olarak midenin % 80 -90 ’lık bölümünü özel ve tek kullanımlık “stapler” adlı el aletlerinin yardımı ile kesip çıkartmaya dayalı “restriktif” , yani gıda alınımını “kısıtlayıcı” bir girişimdir.
Hafif “malabsorbtif” ; yani gıdaların emilimini azaltıcı etkisi de vardır ancak bu etki mide “by-pass” ameliyatına oranla çok daha azdır. Öte yandan “iştah” midenin “fundus” olarak bilinen kubbesinin çıkarılmış olması neticesinde gene tamamen giderilmiş olur.
Cerrahi olarak yapılması eksperler için teknik açıdan son derece kolaydır ve hızla , yaklaşık bir saatte gerçekleştirdiğimiz bir ameliyattır. Midenin tıpta “pilor” olarak bilinen çıkış kapakçığı korunduğu ve sindirim sistemindeki devamlılığın aynen sağlandığı bir teknik olması ameliyat sonrası bazı istenmeyen yan etkilerin daha az olmasını sağlar.
2. Tüp mide / mide küçültme ameliyatının tarihçesi
“Mide küçültme ameliyatın” yada “Tüp mide ameliyatının” gelişim süreci ise ilginçtir. Kullanılmaya başlandığı ilk dönemlerde daha çok aşırı yani VKİ ’si 50’den yüksek “süper” obezlerde hastaları mide by-pass ’ı veya “duodenal switch “ ameliyatlarına hazırlama aşamasında “ara” ya da “öncü” bir girişim olarak uygulanmakta idi. Burada amaçlanan; daha basit bir girişim olan “tüp mide” ameliyatı ile öncelikle kilo verdirmek ve sonrasında mide by-pass ameliyatlarını daha rahat, risksiz ve kolaylıkla yapmaktı. Çünkü kilo vermeyi sağladığı bilinmekle beraber, uzun dönemde bu etkisinin mide by-pass’ı ile kıyaslanamayacak düzeyde düşük olacağı sanılıyordu. Öte yandan tıp biliminde duygu ve hislerin hiçbir anlamı yoktur ve bazı önyargılar kimi zaman da bizim lehimize olacak şekilde yanlış çıkabilmektedir ! Daha doğrusu “zamanın testi” ile karşı karşıya kaldıktan sonra, yani tüp mide ameliyatının orta ve uzun dönem sonuçları ele geçtiğinde ve kıyaslamalar matematiksel olarak yapıldığında bu girişimin kendisinin de son derece etkili olabileceği gerçeği ortaya çıkmıştır. Dolayısı ile “mide küçültme” ameliyatı son 10 yıldır ciddi biçimde gündemimize oturmuştur ve zamanımızda en çok uygulanılan bariatrik prosedürdür.
Tüp mide ameliyatı ayrıca tip II şeker hastalığını da, hem de kilo kaybı oluşmadan önce ameliyat sonrası ilk günlerde ortadan kaldırabilmektedir. Kilo kaybı üzerinden olmayan bu direk etki tam da aydınlatılamamış olan bazı hormonal mekanizmalar üzerinden gerçekleşmektedir.
3. Tüp mide ameliyatından sonra tekrar kilo almak mümkün mu?
Ayrıca bu ameliyatın önemli bir avantajı ; yıllar sonra az bir olasılık da olsa yeniden kilo alınması durumlarında diğer silahlarımız olan “mide by-pass’ı” veya “duodenal switch” ameliyatlarına rahatlıkla çevrilebilmesidir.
Mide küçültme ameliyatından sonra iz neredeyse hiç kalmıyor
Tüp mide ameliyatından 5 yıl sonra kişiler fazla kilolarının % 55 – 70 ’ini halen kaybetmiş olurlar. Bu obezite ameliyatı sonrasında uzun dönemde yeniden kilo alma oranı ise % 20’ler düzeyindedir. Yeniden morbid obez olunması olasılığı ise son derece düşük olup % 3-4’leri aşmaz. Cerrahi ölümcül risk ise % 0.1 civarındadır. Bu yöntem kilo vermede mide by-pass’ı ya da ona yakın düzeyde etkilidir. Emilim bozukluğu ise mide by-pass’ ı ve özellikle “duodenal switch”‘e oranla çok daha az olduğu için ameliyat sonrası sürekli çeşitli ilaç ve mineral desteği de sıklıkla gerekmez. Bu yöntemle ilgili tam bilinmeyen tek konu çok uzun dönemde midede tekrar büyüme olup olmayacağıdır. Günümüzde en uzun takip süresi olan hastalar ancak 9 – 10 yıl önce ameliyat olmuş durumdadırlar ve şu ana kadar ciddi bir sorun gözükmemektedir.
4. Mide küçültme ameliyatından sonra ağrı var mı, iz kalır mı?
Tüp mide ameliyatı laparoskopik (kapalı) olarak , yani salt milimetrik deliklerden girerek yapıldığından girişim sonrası ağrı minimaldir ve estetik sonuç da mükemmeldir. Fotoğrafta bir olgumuzun ameliyat sonrası 10. günündeki kesi durumu paylaşılmış olup, birkaç ay sonra bu çizgiler de hemen hemen görülemez hale gelecektir. Hastalarımız ameliyat sonrası derhal ayağa kalkar ve 3. günde evlerinde olup, 6-7 gün içinde de iş ve güçlerine dönebilirler.
0 Yorum