400 bin yıllık tarihi ile İstanbul’daki en eski ikâmetgâh yerlerinden olan Yarımburgaz Mağaraları kaderine terk edilmiş durumda. Yıllardan Beri film ve dizilerde set olarak kullanılan ve tatmin edici önlemlerin alınmaması nedeniyle yıkım edilen mağaralar bundan böyle madde bağımlıların sığınağı haline geldi.
Mağaraların içinde alev yakılmış duvarlarına yazılar yazılmış.
Başakşehir’de yer alan ve dört bambaşka mağaradan oluşan Yarımburgaz Mağaraları, başlangıçta 1960’lı yıllarda kazıbilimsel çalışmalarla ortaya çıktı. Yapılan kazılarda, manâlı bulgulara erişilen mağaralar yıllardan beri çoğu filmde ve dizide sahne aldı. Şu Anda ise çevresinde toplanan madde bağımlıları tarihi alanda önemli tahribatlar oluşturdu. Mağaraların içlerinde ve girişlerinde ateşler yakılmış ve duvarlarına sprey boyalarla yazılar yazılmış.
‘İstanbul çevresinde bulunan en büyük kazıbilimsel kazı alanlarından biri’
Daha önce Yarımburgaz Mağaraları yakınlarında yapılan arkeolojik tahlil ekibi arasında yer alan Arkeologlar Derneği İstanbul Şube Başkanı Yiğit Özar, bölgenin yeterince korunmadığına uyarı çekerek şöyle devam etti:
“Yarımburgaz Mağarası, Küçükçekmece Lagünü yakınlarında İstanbul’a yakın bir mağara. aynı zamanda İstanbul çevresinde yer alan en büyük kazıbilimsel kazı alanlarından biri. 1960’lı yıllarda ilk kez Şevket Kansu göre buralarda kazıbilimsel kazı çalışmaları yapıldı. Gerisinde Mehmet Özdoğan ve Güven Arsebük gibi isimler buralarda egzersiz yaptılar. Laf konusu çalışmalarda, günümüzden yaklaşık 400 bin sene öncesine, kimi kaynaklara kadar ise 800 bin yıl öncesine kadar arkeolojik buluntulara rastlanıyor. “
‘Mağaralar 1’inci derece kazıbilimsel varlık alanı’
Mağaraların 1977 yılında 1’inci derece kazıbilimsel varlık olarak tescillendiğini gösteren Özar, gerekli korumanın yapılamadığını söylüyor. Özellikle 1980’li yıllarda çok sayıda filmde kullanılan mağaraların çekimler sırasında tahribe uğradığını şöyle aktarıyor:
“Tarkan filmleri ve bir fazla dizinin bir bölümü burada çekildi. Ne eyvah oysa bu çekimler mağaraya çok ciddi tahribatlar yarattı. Örneğin Yor’un Öyküsü filminde mağara içine bir çukur kazıldı, içi su ile doldurularak dinamitle patlatıldı. Bu patlama esnasında da mağara içindeki önemli kazıbilimsel harabeler da parçalandı.”
‘Talebimiz mağaraların halka açılması’
Mağaraların girişinde demir parmaklıklar bulunduğu ama bu parmaklıkların mağaraları koruyamadığını bildiren Özar, mağaraların hala önemli verileri paylaştığı ve güvenlik önlemlerinin artırılarak mağaraların halka açılmasını talep ediyor.
‘Tüm dünya için kayda değer bir yer’
Konumu ve tarihi nedeniyle nedeniyle mağaraların tüm dünya tarihi için kayda değer olduğunu bildiren Özar, mağaradaki buluntuların değil edilmesine tepki gösteriyor:
“Burada bununla beraber Neolitik dönem kültürlerinin Avrupa’ya aktarımı ile ilgili de manâlı arkeolojik buluntulara rastlanıyor. Bu bulgular da bilim literatürüne “Yarımburgaz Kültürü” olarak geçiyor. Bu mağara Bizans döneminde Şapel olarak kullanıldığını da biliyoruz. Bunları yukarı mağaradaki bulgulardan anlıyoruz. Oysa sonradan mağara içinde film çekimleri esnasında yaşanan tahribatlar sonucunda, bu buluntuların çoğu yok edildi. Dolayısı ile burası İstanbul içinde fazla önemli kazıbilimsel alanlardan biri burası. Yalnızca İstanbul için de yok, kıtalar arasındaki konum açısından da bütün dünya için önemli bir yer tutuyor burası.”
‘Peşimize takılıp para istiyorlar’
Mahalle sakinleri de bundan böyle mağaralarda yaşamış madde bağımlılarından rahatsız. 71 yaşındaki Seyit Azez, mağaraları kendilerine ikâmetgâh tutan madde bağımlılarının yoldan geçenlerden para istediklerini ve rahatsız ettiklerini şöyle aktarıyor:
“Buraya bazen geliyorlar, uyuşturucu içiyorlar. Milletin peşine takılıp para istiyorlar. Biz bu durumdan rahatsızız. Ara Sıra de bağırıp çağırıyorlar. Bir ara çağırdılar, üstünde altın var mı dediler, ama daha sonra gelip dokunmadılar bana. Çocuklarımız var. Onları tek başına sokağa bırakmaya korkuyoruz. Adamlar uyuşturucu madde çekiyorlar. Çoğunun kafası uygun yok. Gelip adamı bıçaklarlar, ne olsa yaparlar. Allah’tan korkmaz bunlar. Dolayısı ile biz çekiniyoruz, bir yere yayan gidip gelemiyoruz. Araç olmazsa biz o yolu kullanamayız. olduğunuzda derhal peşinize düşüyorlar.”
Kanal İstanbul projesinin güzergahı bu mağaralar için değişti.
Kanal İstanbul’un güzergahının değişmesindeki en büyük etkenlerden biri olan Yarımburgaz Mağaraları, uzmanlara tarafından, yeterince korunamadığı için bu halde. Dünya tarihinde de manâlı bir yer tutan mağaraların topluma kazandırılması için de geç değil.
0 Yorum