Erken seçimin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından devlete ait duyurulması ile birlikte 24 Haziran 2018’de Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri yapılacak. Bazı kesimlerin yakın tarihin büyük bir dönüm noktası olarak adlandırdığı başkanlık seçimleri yaklaşırken başkanlık sistemi ile ilgili tüm detaylara değindik ve tane tane açıklamak istedik.
Başkanlık sistemi nedir? Beraberinde neler getirecek? Hangi ülkeler başkanlık sistemini uyguluyor? gibi çok sayıda sorunun cevabını özel dosyamızda bulabilirsiniz.
Hatırlamak isteyenler için erken seçim haberi burada
Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Açıkladı: ‘Seçimlerin 24 Haziran 2018 Tarihinde Yapılmasına Karar Verdik’ –
Derhal içinde bulunduğumuz parlamenter sistemde en tepede iki baş bulunmaktadır. Siyasal işleri yürütmekle sorumlu başbakan ve denetleyici konumdaki cumhurbaşkanı.
Parlamenter sistemin farklı özelliği, seçimle gelen ve temsil niteliği olan parlamentoya karşı sorumlu bir hükumetin var olduğu, yürütme yasama ilişkisinin elastik erkler ayrımına dayandığı bir siyasal sistem olmasıdır. Sadece parlamentosu olan rejim parlamenter sistem olmaz. Bir ülkede meclis olsa bile, her zaman parlamenter sistem olmaz. Misal ABD’de parlamento vardır; lakin parlamenter sistem değildir.
Türkiye’de devletin en üstteki kademesinde cumhurbaşkanı bulunmaktadır.
Devlet işlerini başbakan ve yürütme kurulu olan Bakanlar Kurulu yönetir. Devletin en üstteki kademesi cumhurbaşkanı ise yürütmeyi kontrol etmekle yükümlüdür. Aksaklık gördüğü noktalarda uyarılarını yapabilir ve fikirlerini belirtebilir. Yasa tasarılarında zorunlu görülen noktalarda son imza cumhurbaşkanından geçer. Oysa cumhurbaşkanı hükümeti yönetemez.
Mevcut anayasamıza kadar kuvvetler ayrılığı ilkesi esastır. Yasama, yürütme ve adalet. Yasama yürütmeyi feshedebilir.
Yukarıdaki tabloda mevcut anayasal düzeni görebilirsiniz. Başkanlık sistemine göre de kuvvetler ayrılığı geçerlidir oysa devlet başkanının yetkileri epeyce fazladır.
Gelelim başkanlık sistemine. Ad olarak batı patentli bir deyiştir.
İngiltere’de ortaya çıkmıştır. Bu sistemde yasama yürütmeyi feshedemez. İktidar açısından imkanları genişleten bir hükümet sistemi olarak tanımlanır. Özet Olarak adapte etmek gerekirse başkanlık sistemi, devlet başkanı olan kişinin yürütme yetkilerini üstlendiği bir idare biçimidir.
Başkanlık sistemi çoğulcu demokrasinin uygulandığı ülkelerde daha çok görülmektedir.
En iyi başvuru formu örneği ABD’dir. Latin Amerika ve Afrika ülkelerinde de çoğunlukla görülmektedir. Latin Amerika’daki sistem incelendiğinde eğer başkan ile ilgili yetkilerin artırılması söz konusu olursa sistemin diktatörlüğe kayacağı görülebilir.
Ülkemizde uygulanacak olan sistem öteki başkanlık sistemlerinden azıcık farklılaşıyor. genelde “Türk Tipi Başkanlık Sistemi” olarak adlandıranlar da var.
Mevcut hükümetin önerdiği başkanlık sistemi birçok yönden ABD’deki modelden ayrılıyor. Kesişen noktalar tabii ama var; başkan aracısız millet tarafından seçilecek. Başkan edinmek için 40 yaşında ve üniversite mezunu olma şartı devam edecek. Bir kişi iki dönem başkanlık yapabilecek.
Sistemde üniter inşa korunuyor. Tek parlamento olacak.
Meclis’in milletvekili sayısı 600 olacak. Parlamento seçimleri ile başkanlık seçimi aynı zamanlı 5 yılda bir yapılacak. Başkanlık sistemi maddeleri ile ilgili net bir yorumlama demin yok. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İzmir’den başlayacağı mitingler ile resmi olarak daha net maddelerle aktarılması bekleniyor. Emin data yok: Ancak “3 yılda bir parlamentonun yarısının yenilenmesi” formülü üzerinde de çalışıldığı konuşuluyor. Bu durumda, yenilenecek üyeler kurayla belirlenebilir.
Yasama ile yürütme arasındaki ilişkilerde iletişim kopukluklarını ve krizleri gidermek üzere, bir «teftiş ve denge» sistemi olacak.
Başkanın bazı işlemleri, örneğin üst düzey yöneticilerin atanması, parlamentonun onayını gerektirir. Bu onay ile birlikte başkanın da yasama organlarından geçen yasaları veto etme yetkisi olacaktır.
Başkan Meclis’e değil sadece halka karşı sorumluluk sahibi olacak. bu nedenle güvenoyu ve gensoru uygulamaları kaldırılacak. Bu yolla başkan ve kabinenin düşürülmesi imkanı da olmayacak.
Bakan olacak isimlerin parlamento içerisinde yer almaması gerekiyor. Yani milletvekili adayı olamayacaklar.
Seçimler sonrasında mevcut hükümet, her yerde iktidara geldikten sonra anayasanın değişeceğini belirtiyor.
Twitter’da Avukat Ece Güner Toprak’ın konu ile ilgili paylaştığı bir yorumlama tablosu bulunuyor.
Konu ülkemizde daha önce gündeme gelmiş miydi?
Turgut Özal: Parlamenter sistemde denetim yoktur. Oysa başkanlık sisteminde kesin olarak kuvvetler ayrılığı vardır.Süleyman Demirel: İsterdim ancak, Türkiye’de başkanlık sistemini yapalım. Devlet büyük, ülke büyük, ahali çok enerjik biz bu ülkeyi idare edemiyoruz. Sistemde değişiklik yapmamız lüzumlu.Alparslan Türkeş: Tarih ve töremize uygun bir şekilde Başkanlık Sistemi’ni savunuyoruz.Muhsin Yazıcıoğlu: Başkanlık sistemi ile sistem bitmiş düzenlenmeli. İcranın meclis dışına çıkarılması lazım. Biz başkanlık sistemini savunuyoruz.
Peki Dünya’da hangi ülkelerde başkanlık sistemi uygulanıyor?
Dünyada başkanlık sistemi uygulayan ülkelerin sayısı 38’dir. Bunların bazıları; ABD, Güney Kore, Panama, Meksika, Venezuela, Filipinler, Kenya, Kıbrıs, Brezilya, Arjantin, Ermenistan, Afganistan gibi ülkelerden oluşuyor.
Başkanlık sistemi dünyada öbür şekillerde uygulanıyor.
Fransa gibi ülkelerde cumhurbaşkanı bununla beraber devlet başkanı unvanına sahip fakat altında başbakan da var. ABD gibi ülkelerde ise devlet başkanı bütün yetkileri kendi üstünde toplamaktadır.
Peki ya cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk?
Devlet Başkanı’nın bununla birlikte aslında Başbakanlık görevini de üzerine alması gerektiği tartışmalarının yapıldığı sırada, Atatürk, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak’a: “Şaşarım o efendilerin aklı perişanına. Hep biliyoruz ancak, memleketimizin başına gelen felaketlerin çoğu kişisel idareden gelmiştir. Bu kadar geri kalmamızın esas amillerinden biri budur. Biz öteden beri, böyle bir idareyi bertaraf etmek için mücadele ettik. Hemen nasıl olur da benim benzer yola gitmekliğim, her yerde devlet hayatında tarafımdan böyle bir çığır açılması istenebilir.” demiştir.
Halkın desteği ve kendisinin gücü olmasına karşın:
“Amerikan sistemini memleketimizde uygulama etmeyi hiç hatırıma getirmedim; sistemsiz ve yasadışı tarzda, Reisicumhurlukla Başvekaleti birleştirmeyi düşünmedim ve düşünecek adam olmadığım tüm milletçe malumdur zannederim.” sözleri ile Başkanlık sistemini ve kendisinin Başkan olmasını net bir şekilde reddetmiştir.Kaynak: Gökhan Cebeci – Odatv, Son Yıl 1938, Orhan Çekiç
0 Yorum