Aradığı Huzuru Doğada Buldu: İki Dil Haberdar Olan ‘Nişantaşı Kızı’ Köyde Keçi Güdüyor

Çocukluğu İstanbul Nişantaşı’nda geçen, İtalyan Lisesi mezunu, iki dil haberdar olan ve Galata’da pastane işleten Elif Sarıkaya bundan 5 yıl önce aldığı kararla Antalya’ya yerleşerek küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine başladı. Hayatında gördüğü birincil keçinin kendi keçisi olduğunu söyleyen Sarıkaya, 16 keçiyle başladığı hayvancılığa şuanda 70 keçiyle devam ediyor. 

Antalya, Trakya ve derhal Bilecik

5 yıl önce aldığı bir kararla Antalya’nın Kaş ilçesine yerleşen ve 16 keçi alarak hayvancılığa başlayan Sarıkaya, bir süre sonradan Trakya bölgesine geçti. Sarıkaya, geçen sene ise Bilecik’in Vezirhan beldesine ast 10 haneli Zobran köyünde muhtarlığın kendisine görev ettiği ilkokul binasına yerleşti.

“Hayvan inceledim bana en yakın olabilecek nedir diye. Keçiye uygunmuşum”

Ailesinde hayvancılık yapan olmadığını ve daha önce de bir alakası olmadığını söyleyen Sarıkaya, İstanbul’da engellilere meslek imkanı sağladığı pastanesini imalathaneye çevirip hayvancılığa başlamasını şöyle anlatıyor:

“Hayatımda yakından gördüğüm ilk keçi kendi keçilerim oldu. Daha önce hiçbir alakam değil, ailede de hayvancılık yapan yok. Başlayacağım zaman bir kısım hayvan inceledim bana en yakın olabilecek nedir diye. Keçiye uygunmuşum, memnunum seçimimden.”

“Ben şehirde bu değin saygılı, akıcı dalgın insanı bir arada görmedim”

Kaş’a ilk taşındığında 16 keçi aldığını ve bir zaman sonradan evlendiğini anlatan Sarıkaya, şöyle devam etti:

“Sonradan Trakya’ya taşındım keçilerimle. Trakya’ya hayvan nakli üç ay sürüyor, o tarafta istediğimi yakalayamadım. Geçen yıl da Zobran’a geldim. Buranın insanını fazla seviyorum. Örneğin Mehmet Onbaşı isimli bir köylümüz var, 60 yaşında. Ağılın biraz yukarısında tarlaların arasından çıkarken traktörü stop ediyor aşağıda değin sessizce iniyor hayvanlar rahatsız olmasın diye. Ben şehirde bu değin saygılı akıcı dalgın insanı bir arada görmedim. Muhtara öbür hayranım zaten burada olabilmemizin nedeni o. Aileden biri artık bizim için, gayretli, neye ihtiyacımız olsa orada olacağını bildiğimiz muhabbetinden de hiç sıkılmadığımız kişi.”

Sürüsü 16 keçiden 70 keçiye çıktı.

5 yıl önce 16 keçiyle yola çıktığını ve 16 keçiden 8’inin hala kendisinde olduğunu anlatan Sarıkaya, ” Benzer sürüden büyütmek istiyordum pek oldu, şu an takriben 70 keçi var. Doğan kızları tutabildim yalnızca önceki senelerde, oğlanlar gitti ve iki senedir kız oranımız fazla düşük. Herkesi tutabilseydim 150 civarına ulaşırdık.” dedi.Sürüye dışardan keçi katmak istemediğini dile getiren Sarıkaya “Benimkiler çok şımarık fazla da rahatlar. Tekenin kanı değişmesi gerekiyor onun için üç oğlan getirdim İzmir’den. Birincil başından beri süt de peynir de sattım. genellikle bu yıl peynir satacağız gibi görünüyor.” diye konuştu.

“Hayvancılığa ricası rahatlık olan adam girmeli”

İstanbul’da kent yaşamından köy yaşamına geldiğini anlatan Sarıkaya, şunları aktardı:

“Avrupa yakası fazla kaotikdir. Nişantaşı fazla mahalleydi ben çocukken. Buradan bir ışık geçse hepimizin haberi olur. Tanıdık Olmayan da Türk de ağırlıyoruz. Çakal sesine mesela fazla korkan oldu. Sonradan yine hayat devam etti anladık oysa ne domuz ne çakal bize yanaşmıyor. En dehşet zararlı doğrusu insan. Çok büyümeyi düşünmüyorum, birazcık koyun eklemek istiyorum. Sonuçta bütüncül yönetim denilen bir şey var ve farklılık fazla önemli. Burada kalmayı fazla istiyorum. Ilk geldiğim süre muhtara söyledim, şurada küçük bir mezarlığımız var oraya gömülesim var benim. Kendimce hayvancılığa isteği huzur olan adam girmeli, eğer böyle excel tabloları kazanç vesaire düşünüyorsan mutsuz olma ihtimalin çok yüksek çünkü yaptığın bir şeyi hiçbir para satın alamaz.”

Ekolojik köy kurarak turizme katkı maddesi temin etmek istiyor.

Sarıkaya, ekolojik köy koymak, kırsal turizme katkıda bulunmak, dış göçün önüne geçmek istediklerine göze çarpan ederek “Vezirhan çok güzel bir yer, hoş bir geçiş noktası lakin bilmeyenler fazla. Birincil köyü gördüm ve dedim ancak ‘Ben burada yaşarım’. Çok yeşil, aşağısı sıcaksa burası 5 derece düşük, soğuksa 5 derece yüksek. Ilk geldiğim zamanlarda batmış yağıyor aşağı, kirazlara ne oldu var mı bir şey diye beni arıyorlar burada hiçbir şey yok.” dedi.

Hayvan yetiştiriciliğinde eşiyle beraber devam edecek.

Sarıkaya, Kaş’ta yaşamış eşinin de belirlenmiş dönemlerde köye gelerek kendisine yardımcı olduğunu anlatarak eşinin de bir vakit sonradan köye yerleşeceğini ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine beraber devam edeceklerini kaydetti.