Türk Lirası, geçtiğimiz hafta içerisinde dolar, euro ve sterlin aleyhinde tarihin en az değerine ulaştı. Çarşamba günü 4.1934 ile Türk lirası karşı tüm zamanların en yüksek düzeyini gören dolar, lira karşısında yılbaşından bu yandan yüzde 9’un üstünde bedel kazandı. Peki neden son zamanlarda Türk lirası döviz karşı bedel kaybediyor?
Türk lirası maksimum layık kaybeden para birimleri arasında.
BBC Türkçe’nin haberine tarafından, geçtiğimiz hafta içerisinde jeopolitik risklerin artması sebebiyle yalnızca Türk lirası değil, gelişmekte olan ülkelerin az daha hepsinin paraları değer kaybetti. Ancak uzmanlar, Türkiye’ye özgü bir takım riskler nedeniyle liranın maksimum bedel kaybeden para birimleri aralarında olduğunu söylüyor.
Dış etkenler
ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı ihtimali nedeniyle dünya piyasaları aşağı yönlü zorlama aşağı bulunuyordu. Fakat Suriye’de yaşanan son gelişmeler nedeniyle bu aşağı yönü olan zorlama daha da artı. ABD Başkanı Donald Trump’ın yaptığı direktifler ve Türkiye’nin Suriye’deki gelişmelerden en fazla etkilenecek ülkelerden birisi olması Türk lirasının dalgalanmasını artıran etkenler aralarında.
Türkiye’de ekonominin fazla ısınma korkusu.
Türk lirasının diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine tarafından daha fazla bedel kaybetmesine niçin olan iç gerekçelerin başında ekonominin aşırı ısınma endişesi geliyor.Aşırı ısınma, hem enflasyonun keza de büyümenin yüksek olduğu ekonomik durumlar için kullanılan bir ifade. Son açıklanan verilere kadar, Mart ayında takvim bazda enflasyon yüzde 10,23 ile çift haneli sayılara ulaştı. Türk ekonomisi, bununla birlikte 2017 yılında yüzde 7,4 ile 2013’ten bu yandan en yüksek çoğaltma oranını kaydetti.
Faiz artırım beklentisi
Piyasa oyuncuları ve ekonomi uzmanları, mevcut koşullar aşağı faiz artırılması gerektiğini savunuyor. bu nedenle Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu’nun (PPK) 25 Nisan’daki toplantısı merakla bekleniyor. Merkez Bankası şu esas kadar gösterge faizleri değiştirmeden öbür araçlardaki oranları artırarak “örtülü artırımlara” gitmeyi tercih etti.Capital Economics’ten gelişmekte olan piyasalar kıdemli ekonomisti William Jackson, “Geçmişteki aynı durumlarda PPK’nın para politikasında sıkılaştırmaya gitmemesi halinde liradaki düşüşün daha da hızlandığı ve bu kararın hemencecik ardındaki politika yapıcıların olağanüstü toplanıp faiz artırımına gitmek zorunda kaldığı görüldü” dedi.
Merkez Bankası’na siyasi zorlama izlenimi
Uzmanların ve piyasa oyuncularının en önemli kaygıların başında hükümetin, Merkez Bankası üstünde siyasi etki kurduğu endişesi geliyor. Londra’da yer alan Rabobank’ın stratejisti Piotr Matys, Merkez Bankası’nın liradaki bedel kaybını durdurabilecek veya en azından yavaşlatabilecek durumda olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: ”Bununla birlikte piyasa oyuncuları, mevcut şartlar aşağı Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın faiz artırma konusunda fazla da geniş bir hareket alanı olmadığını iyi biliyor.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yatırımcı çekebilmek için faizlerin düşürülmesi gerektiğini savunuyor ve faiz artırımına karşısında olduğunu söylüyor.
Dış finansman ihtiyacı
Türk ekonomisinin kırılganlığını artıran bir öteki etken de dış finansman ihtiyacının giderek çoğalma göstermesi. Son açıklanan ödemeler dengesi verilerine tarafından, cari işlemler açığı Şubat ayında 4,152 milyar dolara ulaşarak rekor kırdı. Rekor düzeydeki cari işlemler açığının finansmanında bilhassa sıcak para girişi önemli rol oynuyor.Fakat mevcut koşullar aşağı tanıdık olmayan yatırımcının Türkiye’den çıkması finansmanla ilgili kaygıların da artmasına neden oluyor.
0 Yorum