Hilal Cebeci: ‘Devrimci Kişilerle Yok Fikirlerle Uğraşır, Yasaklarla Yok Özgürlüklerle Anılır’

Geçtiğimiz günlerde ‘Çav Bella’ klibi ile gündeme gelen Hilal Cebeci, Bağımsızlık gazetesine konuştu. Cebeci, “Avrupa’daki kültüre göre bir işçi marşı önemlidir, hürmet duyulmalıdır fakat dans etmek saygısızlık kabul edilmez. Bundan Böyle evrenselleşmiştir, herkesin şarkısıdır” dedi. Cebeci amacının ses getirmek, konuşulmak, misafir etmek, duyguları daha fazla paylaşmak, çocukların diline yıkmak, gençleri haber vermek olduğunu açıklama etti. Sola daha yakın hissettiğini, hakiki bir devrimci olmaya çalıştığını söyleyen Cebeci “Marx, Engels, Lenin arasından hangisini kendinize daha yakın hissediyorsunuz?” sorusuna “Mustafa Kemal Atatürk’deri daha iyi bir dünya görüşüne sahip, daha iyi bir devrimci açık konuşmak gerekirse tanımıyorum” yanıtını verdi. Hilal Cebeci “Devrimcilerin ruhunu sızlattı” ve “yasaklanmalı” yorumları hakkında ise “Sol bir görüştür, ben ise bir bireyim” dedi ve ekledi: “Devrimci kişilerle değil fikirlerle uğraşır, yasaklarla yok özgürlüklerle anılır…” 

İtalyan halk müziği şarkısını yorumlayan ve La Casa de Papel temalı klip çeken Hilal Cebeci’ye neredeyse tepki yağmıştı.

Hilal Cebeci “Çav Bella’yı her yerde yorumlamaktaki amacınız dikkat sürüklemek miydi?” sorusuna “Bir sanatkâr olarak sevdiğim bu şarkıyı düşüncesini açıklamak istedim. Natürel maksat ses getirmek, konuşulmak, ağırlamak, duyguları daha fazla paylaşmak, 8 yaşındaki çocuğun diline çökertmek, 15 yaşındaki genci şarkıdan haberdar etmekti” yanııtnı verdi. 

İşte Hilal Cebeci’nin Özgürlük gazetesinden Hakan Gence’nin sorularına verdiği yanıtlar… 

Hilal Cebeci’nin La Casa de Papel Temalı Çav Bella Klibi Ortalığı Yıktı! –

Klipteki dans sahnelerine ve popo sallama figürlerinize gelelim. Neden bir direniş şarkısına bunları eklediniz?

Elektronik dans müziği yaptım. Ben klipte dans etmeseydim halk müziği bu şarkıyla dans etmeyecek miydi?

O halde niye yeni bir versiyon hazırladınız?

Daha önce bir proje yapmıştım, kuvvet işlerde çalışan emekçilerin bir gününe ışık tutmuştuk. Gerçekte birincil klibe bu görüntülerle girmeyi düşünüyordum oysa ikinci klibe erteledim. Birincil klibim de hâlâ yayında. Hilal Cebeci, Tartışmalara Niçin Olan ‘La Casa de Papel’li Çav Bella’ya İkinci Klibini Çekti –

Fakat çok da eleştirildiniz. Gökhan Özoğuz, Twitter’da “Gitti güzelim ‘Ciao Bella’. Yasak olması gerekli böyle eserlerin bu amaçlarda yorumlanması!” diye yazdı.

Bir sanatçı, bir şeyin yasaklanmasını nasıl önerebilir? İdeolojisinin ne olduğu umurumda yok fakat göz önünde halk olarak gençlere “Şu yasaklanmalı” diyerek mi misal olacağız? Sorgulayan ve cesur bir cins mi yoksa yasaklarla, korkularla önü kesilen bir tür mi bakmak istiyoruz?

“Çırpınırdı Karadeniz’i de böyle dans edip söyleyebilir miydi?” diyenlere cevabınız ne?

‘Çırpınırdı Karadeniz’i elektro dans müziğiyle söylemeyeceğim gibi dans da etmem. Bizim kültürümüzde bir takım şeyler kutsal kabul edilir. Bu stil eserler de kutsaldır, hürmet duyulmalıdır. Dans ederek anlatmak saygısızlık yok tabii fakat şarkının ritmine, makamına yan kalınmalı diye düşünüyorum.‘Çav Bella’ da 2. Dünya Savaşı sırasında İtalyan partizanların söylediği bir şarkı fakat…Avrupa’daki kültüre kadar bir emekçi marşı önemlidir, hürmet duyulmalıdır ancak dans etmek, tekno müziklerle anlatmak saygısızlık kabul edilmez. Bundan Böyle evrenselleşmiştir, herkesin şarkısıdır.

Siz solcu ya da devrimci misiniz?

Kendimi sola daha yakın hissediyor, hakiki bir devrimci olmaya çalışıyorum.O halde sizce ideal devrimci nasıl olur?İdeal bir devrimci geleneklerine bağlı kalarak çağı yakalamayı bilir. Mesela reformcu olmalıdır, keza özgürdür keza de toplumunun bağımsızlık ve egemen olmasını destekler, sorgular ve sorgulatır. Ürkek olmaz, kişilerle değil fikirlerle uğraşır, yasaklarla yok özgürlüklerle anılır.Marx, Engels, Lenin… Bu isimlerden hangisini kendinize daha yakın hissediyorsunuz?Bana tarafından en iyi lider hayatını anlayabildiğiniz ve onu günlük yaşantınıza sokabildiğiniz kişidir. Mustafa Kemal Atatürk’deri daha iyi bir dünya görüşüne sahip, daha iyi bir devrimci açıkçası tanımıyorum.

“Babam devrimci olarak öldü, acımasızlık fark etti, akciğer kanseri oldu” diye bir paylaşım yaptınız. Babanız Zeki Ordu’nun hikâyesi neydi?

Babam bir işçiydi. Maalesef ülkemizin geçirdiği başkalaşım yıllarının zorluklarını yaşayan. Babam gibi nice devrimciler, siyasi olarak da sağcılar veya solcular çok değişik zulümler görmüş. Tabii bu da babamın sağlığını kaybetmesine niçin olmuş. Maalesef genç yaşta bizlere veda etti. Babam 12 Mart sonrasının uydurma davalarından olan Sabotaj Davası’nın sanıkları arasında yer almış, idamla yargılanmış, hapis yatmış ve kontrgerillanın işkencesini yaşamış. 1974’te delil yetersizliğinden beraat etmiş. Onu 2002’de, 56 yaşında akciğer kanserinden kaybettik. Annem hayatta, 65 yaşında. Babam ölüm etmeden önce ayrılmışlardı. çok iyi bir insan, işçi ve devrimciydi.